
Üsküdar escort dar sokaklarında sabahın ilk ışıkları ağır ağır yükselirken, 23 yaşındaki Zeynep, yorgun gözlerle yolda yürüyordu. Boğaz’ın serin esintisi yüzüne vuruyor ama içindeki karanlığı dağıtamıyordu. Yaşamı, yıllar önce hayallerinden koparılmış, onu istemediği bir yola sürüklemişti. İnsanların dilinde “hayat kadını” olarak anılıyordu artık.
Zeynep’in hikâyesi, yoksulluğun gölgesinde başlamıştı. Babasını küçük yaşta kaybetmiş, annesi ise hastalıklarla boğuşurken hayatın yükü omuzlarına erken çökmüştü. Okula devam edememiş, küçük yaşlardan itibaren evin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalmıştı. Para kazanmanın başka bir yolunu bulamayan Zeynep, kendini zamanla içine girmek istemediği bir dünyanın ortasında bulmuştu.
Üsküdar vip escort hareketli meydanlarından çok, kuytu sokaklarını bilirdi. İnsanların gözünden uzak durmaya çalışır, karşılaştığı küçümseyici bakışlardan kaçardı. Çünkü onun tek hayali, kardeşinin kendi gibi yarım kalmamış bir hayat yaşamasıydı.
Bazen Üsküdar sahiline inerdi. Kız Kulesi’ni seyrederken dalgaların sesi, ona kısa süreliğine de olsa huzur verirdi. “Keşke hayatımı geri alabilsem,” diye düşünürdü. Çocukken en büyük hayali öğretmen olmaktı. Şimdi ise sadece sabahı sağ salim görebilmeyi umuyordu.
Bir gün sahilde otururken yanına yaşlı bir kadın geldi. Kadın, “Evladım, yüzünde çok büyük bir yük taşıyorsun,” dedi. Zeynep şaşırdı, çünkü kimse cimcif onun derdine bu kadar doğrudan yaklaşmamıştı. Kadın, yakınlarda kadınlara destek veren bir dernekten bahsetti. Önce inanmadı, ama içindeki küçük umut kıvılcımı onu ertesi gün oraya götürdü.
Dernekte kendisi gibi hayatta yara almış birçok kadınla tanıştı. Onların hikâyelerini dinledikçe yalnız olmadığını fark etti. Eğitim kursları, meslek edindirme projeleri vardı. Zeynep’e de yeni bir hayat kurabilmesi için yardımcı olacaklarını söylediler. O an, uzun zamandır hissetmediği bir şeyi hissetti: umut.








