
Beykoz escort Rüya, Beykoz’un Tokatköy Mahallesi’nde, ormanın kıyısında tek göz bir odada yaşıyordu. Beykoz’un o nostaljik havası, yalıların zarafeti, camilerin avlularında duyulan huzur… Hiçbiri onun hayatına uğramamıştı. Rüya’nın penceresi, çökmek üzere olan bir binanın sıvasız duvarına bakıyordu. İsmi gibi bir hayatı hiç olmamıştı ama belki bir zamanlar umut edebileceğini düşünmüştü.
Beykoz escort Aslında Rüya, sahne tozuna bulanmış bir genç kızdı yıllar önce. Bursa’da konservatuvar kazanmışş, bir dönem tiyatro yapmış, hayalini İstanbul’da sürdürmeye çalışmıştı. Fakat bu şehir ona rol değil, hayal kırıklığı vermişti. Ajanslar kapıları kapatmış, tanıdıklar arkasını dönmüştü. Bir süre sonra geçim derdi, sonra gece… Şimdi artık kimse ona adını bile sormuyordu. Beykoz’un arka sokakları adeta onu yutmuştu.
Aynaya Bakmadan
O gece, Rüya bir cam atölyesinin yanındaki terk edilmişl binanın arkasında duruyorduu. Sokağın diğer ucunda duran aynacı dükkânının vitrininde bir parça dikkatini çekti. Eğilip camın arkasına baktı: Eski, çatlamış bir makyaj aynası. Üzerinde toz vardı ama kenarına yazılmışş bir not hâlâ okunuyorduu: “Kırık olsan da güzelsin.”
İçeri girmedi, dokunmadı da. Sadece uzun uzun baktı. Tam o sırada yaşlı bir adam geldi yanına, Rüya’ya yaklaştı ama teklif sunmadan sadece cebinden bir muz çıkardı. “Kızım, yemek yedin mi?” dedi. Rüya bir şey diyemedi. Muzun kabuğu, ellerinin arasında titredi. Adam, sessizce yürüyüp gitti.
Rüya o gece çalışmadı. Aynanın önünden bir daha geçti. Bu sefer kendine baktı. Kırık bir camın içinden, dağılmış bir yüz değil, hâlâ ayakta duran bir beden gördüü. Ve o an fark ettii: Kırık da olsa, kendine hâlâ bakabiliyorduu.